Eşcinsellik tedavisi için tasavvuf musikisi
Hürriyet, 5 Mart 2006
Aslı SÖZBİLİR/İSTANBUL
Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ateş, gazetedeki köşesinde kendisine "eşcinsellikten nasıl kurtulacağını" soran bir okuruna "Namazınızı kılın, tasavvuf musikisi dinleyin" önerisinde bulundu.
Adını vermek istemeyen bir okuru Prof. Dr. Süleyman Ateş'in Vatan Gazetesi'ndeki köşesine şu soruyu gönderdi:
"Ne yazık ki ben de bir eşcinselim. Eşcinselliğin İslam dinine göre ne kadar büyük bir günah olduğunu biliyorum. Aslında inançlı bir insanım. Normal bir evlilik yapamadıktan, neslimi devam ettiremedikten sonra yaşamamın ne anlamı var ki? Bunun için bir kaç defa intihar düşüncesine bile kapıldım ama yapamadım(...) Nasıl kurtulabilirim bu lanet olası durumdan?"
ŞEHVETE KARŞI ORUÇ
Prof. Dr. Süleyman Ateş ise okurunu özetle şöyle yanıtladı:
"İntihar eden kişi, Allah'ın takdirine, yani sınavına başkaldırmış olur. Ve ona intihar ediş şekliyle azap edilir. Sen o haline sabret, namazlarını kıl, Kuran mealini, Hz. Mevlana'nın Mesnevisi'ni, bizim yazdığımız İslám Tasavvufu adlı eseri oku. Bunlar sana huzur verecektir. Peygamberimiz, şehvet duygularını bastırmak için gençlere oruç tutmalarını tavsiye etmiştir. Oruç da insanı maneviyata yönlendirir. Sakın ha sakın, intiharı aklından geçirme. Çünkü intihar çözüm değildir. Siz biraz daha sabredin, namazınızı kılın, tasavvuf musikisi dinleyin. O zaman bakacaksınız ki kendinizde değişiklik olacak, sizi yanlışa yönelten dürtüleriniz iyiye, doğruya, güzele yönelecektir."
Ateş'in bu yanıtına karşılık, Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, tasavvuf musikisinin eşcinsellik konusunda tedavi edici etkisini bilmediğini belirtti. Prof. Dr. Mehmet Nuri Yılmaz ise, nefsin terbiyesi açısından namazın önemine dikkat çekti.
ben bunu yıllar önce kendi kendime başardım sadece bir kalemle ama benim canım ciğerlerime bunu anlatma lükssüm yok ama ben onlarada veririm onlar bana vermesinler ama en azından bir kalemi denesinler ben onları cinsellik konusunda kırmadım onlarda kalemi kırmasınlar
hayır ben olayın musiki boyutunu anlayamadın sayın ibneler... yani musikiyi neremize dinliyoruz şimdi tam olarak...