moursund | 29 Aralık 2008, Pazartesi - 08:07 Burada hiçkimseyle tartışmaya girme amacında değilim. Türkiye gibi; din,örf,adet ve gelenekler gibi toplumsal normların katı ve kesin bir şekilde biçimlendirildiği ve ''ötekileri dışlayarak'' homojen bir sosyokültürel düzenin amaçlandığı bir ülkede Kürt,Alevi,Rum,Ermeni,Dinsiz yada İslam dışında bir dine mensup olmak gibi ''genel'' e tamamen ters düşen nitelikler bir kenara, sağcı/solcu, Laik/antilaik, türbanlı/türbansız, erkek/kadın olmak dahi çok geniş bir spektrumda tepki görmektedir. Örnek: Ev kiralarken erkek/kadın,evli/bekar olmak, hatta etnik köken dahi belirleyici bir unsurdur. Herkes bunun, gündelik bilişsel işlevlerinde ''farkında'' olmasa da; herkes 'iş başa düştüğünde' bu gerçeği bilerek emlakçı ya da ev sahiplerinin kapısını çalar. Toplumda 'öteki' olmanın bahsettiğim gibi çok geniş bir tepki spektrumu vardır. Bu spektrumda yelpazenin bir ucunda yukarıdaki örnekteki gibi nisbeten daha düşük dozda bir 'exclusion' (belki bu durum için biraz sert bir kelime) varken yelpazenin öteki ucunda tahammülsüzlük, egzajere sosyal, psikolojik ve hatta fiziksel tepki vardır. Bu yelpazenin belki de en son yaprağı ''genocide'' dır.(Daha ötesi var mı bilmiyorum).Benden önce bu sayfaya yorum yapan arkadaşımızın da yazdıklarında nispeten güçlü tepkiler hissettim. Bu yelpazenin neresine uyar bilmem ancak bu tepkisel davranış canlının doğasında var. Ancak insan olarak, (Homo sapiens sapiens olarak) karınca yuvasına giren arının karınca olmadığı için yok edilmesi gibi çoğunluğun dışında olan insanların da yok edilmemesi gerekir. O yüzden bizler ''insanız''. Toplumsal normlar,kanunlar,din anlayışı,ahlak anlayışı bu hoşgörüyü sağlamalı ve bunu bireysel ve toplumsal haklara yansıtmalıdır.(burada sınırsız özgürlükten bahsetmiyorum)...amaaan neyse boşa kendimi yoruyorum. Dostum bu site Türkiyeye iki gömlek büyük. Ben de bir homoseksüel olarak kendime, çevreme yalan söyleyerek yaşamıma devam ediyorum....sevgiyle kal. |