Sevgili Mustafa, (bir yandan gerçekten sana, bir yandan herkese bir şeyler anlatmak için bir araç bu yazım)

benzer bir eleştiri bana yönelik yazsaydım, emin ol, sana teşekkür ederdim. Belki bazı yerlere soru işareti koymaya, bazı düzeltmelere ihtiyaç duyardım, belki yanıtlamak için zaman isterdim, fakat sana minettar olurdum, çünkü kendimi sorgulamak, kendimi başkasının gözleriyle görmek için bana fırsat vermiş olurdum. Üstelik onca zaman ve zahmet ayırmış olman ortada. Paul veye Tristram'ın en kötü saldırsına uğramış olsaydım, yine de teşekkür ederdim. Çünkü en azından beni düşündürecek niteliğinde olacaktı. Fakat ne yapayım, "yok Heribert'le problem olmayacak" diye -bilmem beni mi, beni sevenleri mi- rahatlamaya çalışan Pio'la? Ya saygı değer Henry Cinansky. Sabırla dostça, onun yaklaşımını neden doğru olmadığını anlatmaya çalıştım. Evet yanılan ben, neden olmayayım? Fakat yazdıklarımı bağlamdan kopartıp anlamı hafifçe başka bir yöne çektikten sonra ancak işine gelen yanıtları verebilmesi bana ne anlatır ki? Bunun dışında saldırganlık istemiyoruz diye bağıran saldırganların detayı göz ardı etmeyen argumanlar nerede?

Ben eleştirinin muhatabı değilim, üzerime almayabilerim, ancak hiç üzerine düşünmem gereken içerik yok değil.

Uzlaşmacıyım, yani en iyi olanı yapmayı çalışıyorum (yetersizliğim, zayıflıklarım, korkularım, bencilliklerim v.s. da hesaba kat), bunun fazlasını yapmaya çalıştığımı en iyi olmadığını diye düşünüyorum. Bütün düzeni değiştirmek için ne de güç ne de hakkım var (öbürler bu isteğe katılmadıkça), sadece küçük bir adım ileriye için arada biraz tohum atmaya çalışabilerim. Kendi kendimi geliştirmeye çalışabilerim, kendi zayıflıklarıma yenildiğimde bundan hoşgörü öğrenerek, ancak küçük bir zafer elde edebilerim. Var olan düzenle uzlaşıyorum, ancak içinde bazı kurtulmuş bölgeler yaratma çabam olur. Şimdi aklıma geldiği gibi yazıyorum. Tarif ettiğim şimdi gerçekten uzlaşmacılık mı? Fakat isim bana ne, doğruysa doğru, yanlışsa yanlış.

Her ne ise, uzlaşmacı olma yönelik bir eğilim olan birisi olarak, beni radikal eleştirene de ihtiyacım var. Var olanlarla uzlaşırken, mümkün olanı yapmaya çalışırken, aslında istediğimi unutmamak için, gerçekleri her zaman yeniden zorlayarak, mümkün görünmeyeni de belki mümkün kılmak için. Tabii ki, üzerine uzlaşılamayacak şeyler de var, benim gibi düşünmeyenlerin özgürlüğü gibi.

Lambda'ya gelince. Bir anlamında Lambda'nın ortaya çıkmaya sebep olan baş etken benim. Yani ben olmasaydı Lambda olmazdı. Lambda'yı kuracak grup benim sayemde toplanmaya başlandı. Ancak hiç bir zaman yönetmeye kalkışmamıştım (İktidara şüpheci bakanlardanım ya!). Zaten bunun için isteğim olsaydı bile, yabancı olduğumdan da sakıncalı olurdu. Bunun dışında Lambda gibi bir grup oluşturayım gibisinden bir niyetle Türkiye gelmedim ki. Doğru zamanda doğru yerdeydim. Olayların akışında bazı kararlar vermek gerekirdi. O zaman doğru bildiğimi yapmaya çalıştım. Fakat son zamanlarda ifade etmeye çalıştğımı o zaman henüz bu kadar net kafamda oluşmamıştı. Yok değil de, fakat bu kadar bilinçli değildi. Ancak bu oluşumu destek verirken belli bir ütopyam vardı, Mustafa'nın bu liste için istediğine çok da yakın. Farklı, farklı insanların bir araya gelmesi, bir dünya görüşü etrafına toplanan bir grup değil, daha bir çeşit forum. Biribirimize dinleyerek, tartışarak, farklılıklarımız kabul ederek (fikir, tarz, motivasyon, cinsellik,...) hoşgörü ve saygıya dayanan bir toplum oluşturmak. Belli bir aktivite yönelik değil, farklı amaçları olan grupların ortaya çıkabilmesi için bir mekan, bir özgür bölge oluşturmak. Mevcut sisteme pek sorgulamayanların, karşıt olanların, farklı eylemlerin yapmaları birlikte, birbirine dinlemek için fırsatı veren bir ortam. Fakat özgürlüğüne zorlanamaz. İç çelişkisi olurdu. Zamanında anlatmaya ya beceremedim, ya anlamak isteyen yeterince insan yoktu, belki de istemediler.

Lambda'nın halinden ben de memnun değilim. Fakat sorun katılanlar mı, katılmayanlar mı, başka mı? Fakat uzlaşmacıyım, ütopyam olamasa mümkün olan için uğraşmaya çalışıyorum. Kör müyüm? Daha iyisi yapabilir miyim? bunları daha geniş bir forumda benim, hepimizin de tartışabilme ihtiyacımız var. Lambda'nın fili çekirdek grubu bana zaten dar gelmeye başladı (olanlardan daha ziyade olmayanlardan olduğunu sandım, ancak bu konuda ciddi şüphelerim var). Lambda'yı eleştirmiş olmam, beni kolay kolay vatan haini duruma düşürebilir.. Neyse zaten vatan hainiyim. Çünkü asıl vatanım ne bir grub ne bir devlet, tarzı, düşünceleri ne olursa olsun, farklı olanın hakları savunanlardır. Fakat sevgili Mustafa, iki veya üç kişi iktidarı eline alma hırsla suçluyorsun. Haksız olduğundan maalesef emin değilim, ancak buna izin veren insanları unutmamak gerekir. suçlamanın doğru olup olmadığı bu bağlamda çok da önemli değil, rahat olmak ve uğraşmak zorunda kalmamak için, kendi sorumluğu başkasına vermeye razı olanlar, muhalefetinin dışarıya çıkartılmasına göz yumanlar, böyle gelişmelere her zaman sebep olacaklar.

Sevgiler,
Heribert