|
Lambda İstanbul "resmi" tarihçesinden:
- 2000 Şubat ayında Lambda Dergi Alt
Grubu, küçük boyutta ve bir çok yerde, gerektiğinde bedava
dağıtılacak bir bülten çıkartmaya başladı. (..cins.. adlı
yeni Lambda bülteni)
- 2000 Şubat ayında Lambda İstanbul, Sivil bir Anayasa
için Girişim'e katkıda bulunmaya karar verdi. Yayınladığımız
basin açıklamalar bir sonucu olarak bu konuda Cumhuriyet
gazetesine, şubat ayı sonunda Lambda İstanbul olarak
röpartaj verdik. Cumhuriyet'teki röportajı okumak için
tıklayın!
|
Lambda Tarihine Kişisel bir Bakış VIMilliyetçilik
GrupçulukBu dönemde özellkikle Pio ile
El ve benim arasında tarz ve bakış farklılıkları hissedilebilir bir
düzeydeydi. Hem onlar hem ben bunu saygılı ve sevgili bir
biçimde aşmayı çalıştık. Birbirimizi ikna etmeye çalıştık. O zaman
sadece vurgu ve öncelikler açısından farklı görünen yaklaşımlarımız,
sonra oldukça derin bir kutuplaşmaya yol açacaktı.
XXXX chat'ten gelmiş olan arkadaşların inisiyatifiyle bir Lambda
dergisi/bülteni çıkartmaya da karar verildi. Yine de taraflı olup bu
konuda yazılı olarak Lambda'da dağıttığım kendi fikrimi burada
alıntılıyorum: (27.02.2000'de yazdım)
Farklılıklarla birliktelik
Bence Lambda fikir empoze
etmek (kimin fikri?) yerine her şeyden önce özgürce bir fikir
alışverişine ve dolaysıyla fikir geliştirmeye destek vermeli.
Tek ortak yanımız eşcinsel olmamız olmak bazen bir sorun
olabilir, ancak aynı zaman çok büyük bir avantaj, bir fırsat.
Birbirimizi anlamaya çalışarak toplumuzun henüz öğrenemediği
bir saygı biz geliştirebileriz. Farklı bakışları anlayarak
kendi ufkumuzu daha açabiliriz. Bunu kolaylaştıran eşcinsel
olmamızın dışında ortak bir yanımız daha var, buraya gelmiş
olmamız, şu yada bu şekilde kendi kendimize sahip çıkmak
isteğimiz, buraya gelmekle gösterdiğimiz özgüven ve sivil
cesaret. Amaçlarımız, yaşam tarzlarımzı, arzularımız,
heveslerimiz, yeteneklerimiz bile çok farklı. Birisi tek
başına olmamak için buraya gelir, öbürüsü belki bir gün bir
sevgili bulmak ümüdüyle, başkası farklı fikirler dinleyerek
insanları ve kendi kendini daha iyi anlamaya çalışır veya
kendi fikirler, dertleri düşünceleri paylaşmak ister. Bazı
buraya gelip grubumuzun daha iyi olabilmesi sorumluluk üzerine
almak isterler, belki bütün toplumun gelişmesine katkıda
bulunmak isterler, ancak en uygun yol konusunda bazen en iyi
niyetli olanlar kavga edebilirler. Bu durumda farklı düşünene,
azınlık olsa da, olabileceği kadar hakkını vermeye çalışırsak,
çok büyük bir adım yapmış sayarız.
Dergi:
1.Eğer Lambda'nın çoğulcu yapısını kabul edersek
dergimiz de farklı fikirlere açık olmak gerekir. Ancak bu
durumda kendi dergimiz çıkartmak yerine, aynı açıklık
göstermeye çalışan KAOS GL dergisine destek vermek,
istediğimizi orada yayınlamak, sonra onun dağıtımına
İstanbul'da destek vermek, daha mantıklı ve tutarlı değil mi?
Eğer bizim katkımız kabul edilmese, o zaman ayrı dergi
çıkartmakta haklı olabileriz, ancak KAOS GL'nin iddası herkese
açık olmaktır ve şimdiye kadar Lambda olarak ne yazmışsak
yayınlamışlar. Üstelik KAOS GL şimdi yasallaştı. Bir yandan
ondan dolayı şu anda oldukça zor bir dönemde öte yandan tek
yasal eşcinsel dergisi. Onun daha iyi olmasına, neden Lambda
olarak destek vermiyoruz? İlla kendi dergimiz olsun demekle
Egomuz ve grubunun gururu için ortak mücadelemize taviz vermiş
olmuyor muyuz? Tam aksine KAOS GL ile birlikte daha sıkı bir
birlik içinde olmamız gerekmez miydi?
2. Öte yandan kendi dergimizi çıkartma bilinci belki daha
motivasyon vericidir. Kendi kendi bir şeyler üretme zevki
ihmal edilmeyecek bir etken. Web sitemizi yaparken bunu
ben de yaşadım. Güneş'e yazdığım bir emailimde bunu ifade
etmiştim. Önce şunu yazmıştım. …. Ancak kendine
fazlasına yüklemiş sanırsan o zaman bana öğretmeye çalış! Ben
bu işi çok sevdim, ancak sana da hakkını vermek isterim.
Sitemiz şimdiki hali ilk halinden daha iyise, senin de katkın
var. Bir yandan senin yaptıklarını eleştirirken öbür yandan
yaklaşmaya da çalıştım. Bir çok şey sende gördüm ve senden
öğrendim. Her neyse bütün kararlar sana ait. sonra
şunu:…. Bu arada öncekine email bir ek olarak şunu
şöyleyeyim: Her ne kadar sitemizin tüm sorumluğunu üzerime
almak bana (bazen) cazip gelirse de, seninle yapıcı bir
işbirliği içinde olmayı tercih ederim. Ego'ma da biraz hakkını
vermem belki motivasyon açısından arasıra lazım, ama bunun
sınırını sevgi ve sorumluluğun tarafından çizilmeli, çizilir.
Sevgiyle Heribert Acaba KAOS GL ile bir işbirliği içinde
olmak heves verici bir biçimde düşünülemez mi? Örneğin ilk
adım Anakra'ya gidip onlarla kişi olarak tanışmak, sonra belki
birlikte bir şeyler üretmek?
3. Şu anki bültenimizin en büyük avantjı küçük olması ve
büyük sayıda dağıtabilmemiz. Acaba onu daha çok bir tanıtım
broşür, gerektiğinde özel bilgiler (hukuk rehberi, sağlık,
v.s) içeren daha büyük olmayacak bir bülten olarak yapsak?
Yani önsözünde söylediği gibi giderek derği şeklinde insanlara
ulaştırmak yerine dergi olmamasının, küçük ve ucuz olmasının
avantajını korursak? Tartşımak ve fikir alıveriş için KAOS
GL'yi kullanmak, KAOS GL'den haberi olmayanlara bültenle
ulaşmaya çalışmak. Belki bunu çok daha bilinçli bir işbirliği
içinde yapabiliriz.. Yani KOAS GL'yi, Ankaralı grubu'nun
dergisi olarak değil, ortak dergimiz olarak düşünerek. Sonuçta
Lambda'nın çoğulcu yapısına çok uygun olan bir dergi. Hani hep
birliktelikten bahseden arkadaşlar? Birlik istersek,
farklılıkları da kabul etmek zorundayız, çoğulcu olmamız
gerekir ve daha büyük bir mücadelenin parçası olmaktan
çekinmemiz gerekir. Tabbii ki, kendi fikirlerimize de yer
verilmesi şartıyla.
Heribert
(Bunları düşündürmek için yazdım. Belki birlikte
daha iyisini bulacağız!)
|
Yukarıdaki yazı, dergi projesini savunan arkadaşlarda oldukça tepki
yarattı, ve bir kaç ay sonra kötü niyetimin delillerinden birisi
oldu.( bkz. aşağıda) Yorumu herkes kendisi yapabibilir.
Adı (yeniden) "Cins" olacağı bültenin dergi olmayacağı ve Kaos GL
dergisini tanıtmak için de kullanılması kararımıza ben de razı
olmuştum. (Lambda'da henüz çoğunluk karar vermek yerine, herkesin
onaylayabileceği bir sonuca varmaya çalışırız.). Ancak bu uzlaşma
çok da istekli değilmiş, sadece muhalafeti önlemek için kabul
edilmiş gibi bana görünür, çünkü ne bültende ne sonradaki
tartışmalarda yansıdı.
Eskiden bazen katılımcıların Lambda'yı aslında pek umursaması gibi
sorunlarımız varken,
son dönemde abartılı bir kimlikçilik ve eleşitirilere tahammülsüzlük
olarak algıladığım bir tutum sergilenmeye başladı. (Eskiden hiç yok
diyemem de, ancak sanırım bu kadarı da değil, adeta bir Lambda
milliyetçiliği, millet bu bağlamda eşit Lambda'dır). Ama belki bunu
yanlış anlayan benim. Ancak gerçekleri anlayabilmek ve yanlış
anlamayı da çözebilmek için, ilk adım, olanı göründüğü gibi,
algılandığı gibi anlatmak gerektiği kanısındayım. Bu durumda nezaket
sorunu anlamayı engellebilir. İlgili insanların kendi açılarından
durumu tam ters görürler. Benim gibi farklı bir bakış açısına sahip
olan insanların, aslında tek tek ayrıntıların ötesinde, temeldeki
zihniyetini hedefleyerek, sık sık eleştiride bulunmaları, Lambda'yı
kötülemek olarak algılanır. Daha çok bir grup kimliğine büründükleri
için, Lambda'ya karşı eleştiri benden çok daha üzerine alırlar.
Hatalı görünmek bir zayıflık olarak algılamaya alışmışlar/alışmışız.
(Bence bu bağlamda hem toplumun rekabetçi (kapalı) aile zihniyeti,
hem eşcinsellerin kabul edebilmeme korkusu tartşılabilirdi). Son
cümleler sadece toplantımıza katılanların çoğu için değil, belki de
genel olarak insanların çoğu için geçerlidir.
Bu arada Lambda'ya boykot uygulamış olan üç dostumuz, 2000 yıklın
başında toplantılara yeni katılmaya başladı. Ancak eskisi
kadar aktif ve heyecanlı değildiler. Onlardan en fazla ve özverici
katılan birisini soğutmaya da sonuçta becerdik. Lambda partisini
tartışırken, birisi kadın kiyefeti giyip Drag Queen olarak ortamı
açmak istedi. Söz konus arkadaş bunu karşı çıktı. Bizimkiler onu
travesti düşmanlıkla suçladılar. Fakat O, bunu eşcinselleri ve
travestileri dalga geçirme olarak gördüğünü anlatmaya çalıştı.
Gerçek travestilerle sorunu yoktu, fakat travestilik bir show
malzemesi haline getirmek doğru bulmadı. Drag Queen olmak isteyen
ise, böyle bir niyetinin olmadığını, kimseye dalga geçirmeyeceğini
ve istediğini giyme hakkına sahip olduğunu vurguladı. Bu kadar
sorun yok da, ancak grubun tavırı, bence iyi niyetli olmakla
birlikte neredeyse faşizan bir hoşgörüsüzlüktü. Farklı yaklaşımı
anlamaya çalışmak veya en azından saygılı karşılamak yerine,
toplantıdakiler bütün argümanları öldürün bir tavırla, farklı
pozisyonu kötü niyetli varsayarak transfobiye indirgemeye
çalıştı. Sitemiz haklı olsaydı bile, bu biçimde, kimse
aydınlatılamazdı. Transfobi ve homofobi güzel kavramlar, ancak bize
karşı bütün eleştirileri böyle bir kefeye koyarak kolayca bir çeşit
eşcinsel şovenizme kapılabileriz. Bir kaç hafta sonra Lambda'daki
ters tavirden dolayı (benim yorumu, başka sebepleri de olabilir) bu
üç arkadaş da görünmez oldular. (Eskiden Lambda'nın bu konuda daha
iyi olduğunu iddia etmem.)
Görünmek ve Gizli Milliyetçilik Güncel
olaylarda gerektiğinde çabuk tepki verebilmek amacıyla Güncele
Mühadele Alt Grubu da kurulacaktı. Bir arkadaşımız, Lambda'da
belli bir deneyimi olan, tartışmalarımızı bilen birilerinin bunu
üstlenmek istedi. Fakat böyle gönüllü birisi yoktur. EL bunu
tek başına üstlendi. Eski aktivistlerden zaten neredyse kimse
kalmamıştı. Henüz katılan dört, beş kişi çok seyrek uğradılar. Doğal
olarak bundan sonra sık sık yazılacak olan basın açıklamalarda,
yıller boyunca Lambda'da tartışılmış olanlar pek yansımaycaktı.
Ayrımcalığa karşı basın açıkmalar, ayrımcalığı kınamak, eşcinsellere
de ayrımcalığı uyguladığı tespit etmekle yetindiler. Sebepler
sorgulanmaz, açıklanmaz da. Ön planda olan olmak değil, görünmektir.
"Demokratik" kuruluşlarında tanınmış olmak. Kampanya falan denilir,
fakat ayda bir çıkan bir basın açıklamasının dışında bu iddiasını
dolduran içerik yok. Bence bu, "demokratik" toplumuzda normal
sayılan, blöf ve görüntü üzerine kurulmuş olan zihniyetin
yansımasıdır. Gizli eşcinsellik, ailelerin görünme kaygısıyla ile
bağlantısı bence oldukça göz çarpıcı. Yani Mevlana'nın sevdiğim şu
deyimden oldukça uzağız: "Olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol!"
Tabii ki, Mevlana söylemiş diye bu doğru olmuyor, doğru bulduğumdan
dolayı Mevlana'ya yakınlığım.
Batıcılık, ve batıyı örnek alma eğilimi Lambda'da her zaman
yaygındı. Bulunduğumuz yere ve topluma özgü, kültürel mirasını da
değerlendiren bir eşcinsel hareketi bence bütün Türkiye'de henüz söz
konusu değildir.
5 Mayıs 2000 yılnda evimde özel bir Lambda toplantısı yapıldı. EL bir
vakıf kurmayı önerdi. Türkiye'deki yasalar özgürlükçü bir örgütlenme
biçimine aslında izin vermez. Dernek devamlı devletçe kontrol edilir.
Başkan ve yönetim belirleme zorunluğu var v.s. . Üstelik bütün
dernek organları doldurmak için adı vermekten çekinmeyen 16 kişiye
ihtiyaç var. Şirket de, örneğin kültür evi, pek demokartik bir kurum
değil, yasal olanakları da sıınırlı. Vakıfın bildiğim iki
disavantajı vardı. Belli bir para istenir, kurulduktan sonra yeni
üye alınmaz. Bunun dışında siyasi bir hareket için bir sürü avantajı
var, kolay kolay polis baskısı da olamaz (Sadece İç İşleri
Bakanlığının iziniyle yasal.) EL'e göre, vakıf için daha önce
ögrendiklerim doğru değilmiş, kendisi da vakıf kurmuş ve sonradan da
üyü alınabilirmiş. Toplantı yerini sağlamak, yasal bir takım
organisasyonlarda bulanabilmek, bağış alabilmek gibi avantajlarını
düşünerek, bu durumuda böyle bir vakıf kurmayı hedef olarak kabul
ettik. Hedef belki yanlış bir kelime, zira vakıf ancak araç
sayılabilir, fakat gerçekten bir hedef belirlemek, bence de zor bir
iş, fakat en azından arasıra tartışılmak gereken bir konudur.
XListe email listesine Lambda adına
gönderilen bir basın açıklamasına aslında yumuşak, öbürüsüne sert
tepkim özellikle El ve Pio oldukça kızdırdı. Eleştirimin içeriğini
konuşmak yerine, bana karşı suçlayıcı bir tavır, böyle bir eleştiri
sadece Lambda'nın içinde söylemem gerektiğini savundular.
Lambda'yı bir aile olarak görmem gerekirmiş. Bence bu yaklaşım
oldukça sakıncalıdır. Olsa olsa aile kavramım çok daha geniş, öbür
eşcinselleri, insanları, bütün evreni de kapsar. Kesinlikle
ötekileştirici, rekabetçi, ve yapay uyum adına baskı yapan
geleneksel aile zihniyetinden oldukça uzak kalmayı tercih ederim.
Sanırım, onlar ifade etmek istedikleri bir uyum özentisiydi. Fakat
aksini düşünseler de, tam bu aile zihniyetinin tuzağına düşmüşler
gibi bana görünür. Sevgi ve uyum bazen biribiryle zıt olmak
zorundadır.
İlgili yazışmaların bazı örnekleri şu:
LAMBDA EŞCİNSELLER GRUBU BASIN
AÇIKLAMASI 18.05.2000 Galatasaray’ı çok seviyoruz
amma....
Galatasaray’ın Avrupa Kupasını alması bizi
mutlu etti, gururlandık. Tüm emeği geçenleri kutluyoruz.
Türkiye insanının bu tür başarılara ihtiyacı olduğu
inancındayız. Kalbimiz bu başarıya imza atan Galatasaray’lı
futbolcularda, teknik adamlarda. Şimdi sıra başka başarılarda.
Türkiye artık demokrasi, insan hakları, hoşgörü alanlarında da
standartlarını yükseltmeli, bu alandaki başarılarıyla çağdaş
normları yerleştirmiş bir toplum yaratmalı. İşte o zaman
başımız daha dik olacak, ülkemizle daha çok gurur
duyacağız.
Ayrımcılık değil, daha çok demokrasi, daha
çok insan hakları, daha çok hoşgörü.
Lambda İstanbul
|
Bu mücadele ettiğim ve inandıklarımı ihanet eden açıklamayı
görünce, böyle bir yazıya Lambda adına yazmak hiç kimsenin hakkı olmadığını
düşünerek, Bahar Ankara'ya gitmek üzereyken, acele içinde şunu
yazmak zorunluluğu hissetim:
Buna itiraz ediyorum. Sadece üslup olarak değil, içerik
olarak asla imza atmam. Lambda toplantının (Bahar Ankaradan
sonra!) bir kararı olmadan bunu bir Lambda görüşü olarak
sitemize koymam. İnsanların futbol taraftarı olmasıyla sorunum
yok. Takımın kazandığında sevinebilirler. Ama bunu milli gurur
haline getirip, Lambda olarak milliyetçilere yağ çekmeye
kesinlilkle karşıyım. Herkese açık olmamızı savunurum, ancak
bunun yolu insani değerleri vurgulamak olmalı, popülist bir
milliyetçilik asla olmamalı. Bunun kökeni ve eşcinsel
düşmanlığı bence birbirine çok
yakın. Heribert
|
(Acele içinde yazdığım yukarıdaki emailin üslubu biraz daha
anlayışlı olabilirdi. Sorun basın açıklamalarını yazan arkadaşın iyi
niyeti değil, ifade edilen ve bence yanlış olan yaklaşımıdır.)
22.05.2000 XListe listesine yazdığım emailde sorunu ayrıntılı değerlendirmeye çalıştım
1. Günceli takip alt grubu bir kişilik bir alt grubudur.
2. Evet iyi niyetli olarak başkaların yapamadığı yapmaya
çalışan bir insan hem saygı hem sevgimiz hak eder. Ancak bu
yaptıklarını eliştirememek anlamına gelmemeli. İyi niyetli bir
yanlışlık yine de bir yanlışlık. 3. Fikir ve insan
özdeşleştirilmemeli. Bu her iki yönden geçerli. a) Bir
fikir veya yapılan bir işi eleştirirken buna insana saygılı
biçimde yapılmalı. b) İnsan yaptıkları veya fikirlerine
karşı eleştiriler, saldırı olarak algılanmamaya çalışmalı.
(Bazen kolay olmadığını kabul ediyorum.) Sadece biribirimizden
öğrenerek gelişebileriz. Fakat eleştiri ciddi almadıkça, haklı
olmak, doğru olanı bulmaktan daha önemsersek, iyi niyetimize
de gölge düşürürüz. (Bunu genel olarak, somut kimseyi ima
etmeden söyliyorum.) 4.Gündeme takip alt grubuna önemli
konular ve insan hakları çerçevesinde olan sorunlarda çabuk
tepki vermek için yetki verildi. Ancak bu yetki Lambda'nın
genel çizgisine ve içinde yer alan farklı görüşleri de dikkate
alma koşuluna bağlandı. 5. Her ne kadar Lambda'da apolitik
veya sosyaldemokrat (ben aralarında pek fark göremüyorum)
etkin bir grup varsa da, başka fikirler de mevcuttur. Bu
çoğulcu yapımızda , devletçi ve içeriksiz "soft" bir demokrasi
anlayışının birlikte verilen merhamet dilemeler, herkese
kapsayan bir yaklaşım sayılamaz. Bunun alternatifi boş
kalıplardan vazgeçerek insan olarak istediğimizi ortaya koymak
olabilir bence gerektiğinde önemli konularda farklı fikirler
yanyana sunmak ve böylece insanları kendi düşünmeye teşvik
etmek. 6. Galatasaray ile ilgili basın açıklamamız bir
Galatasaray hayran klübü tarafından yazılsaydı bunu kutlardım.
Ancak Lambda İstanbul olarak bu düzeye düşmemiz gerektiğine
düşünürüm. Galatasarayın zaferine sevinen insanlara, her ne
kadar anlamsız bulursam da, kızmam. Ancak Lambda olarak
topluma yapılan aldatmayı anlamamız gerekirdi. (bkz. Murat
Yalçınkara, Ali Baba, Mustafa Konur...) 7. Kime öncelikle
hitap etmek gerektiğine düşünmemiz de gerekir. Herhangi
radikal söylemden korkarak hareket ettiğimizde belki bazı
çevrelerde alkış toplayabiliriz, belki de daha büyüceğiz.
Ancak bu çevrelerden fazla aktif destek geleceğine sanmam.
Eşcinsellik konusunda hareket etmek ancak radikal ve muhalif
olmaktan çekinmeyen insanlar tarafından beklenebilir. Bu aynı
zaman sakıncalı olabileceğinden farkındayım. Radikal olmaktan
çekinmemek güzeldir, ancak dağıtmacı bir radikallik veya
radikal olmak için radikal olmak öbür ucunda bir hata
olabilir. Yani radikal düşünmek birlikte gerçekçi ve dengeli
olabilmek gerekirdi. Her neyse özgür düşünebilen insanlara
ihtiyacımız var. 7. Her ne kadar, Lambdalı olmakla
birlikte Lambda'ya yönelik bazı eleştirilere ben de imza atmak
istersem de, iyi niyeti de sorumluluktan kurtulmasa da, Lambda
faaliyetlerinin yükü, azacık insan tarafından taşınması da göz
ardı edilmemeli. Bir çok insan C.ı istediği zaman gelir, belki
de fikir söyler, ancak çok az insan sabit ve sorumlu biçimde
takip ederek bir şeyler katmaya çalışır. Keşke daha çok, biraz
da radikal destek olsaydı. Bu listede fikirleri ve
yazdıklarını çok önemsediğim bir sürü insan var, ancak Lambda
toplantılarımzda kendimi yakın hissetiğim insanlar tarafından
tek başına bırakılmış hissediyorum. Sevgi ve saygı
Heribert
Bana özel olarak şu yanıt da geldi (22.05.2000): çok
yürekli sözler, altına imzamı atmak isterdim, ama lambdanın
isminin geçeceği bir konuda fikir beyan etmek
istemiyorum, hala çok
kırgınım sevgiler xxxxx (lambdayı önemseyen, cinsel
kimliği ile lambda sayesinde barışmış pis ibnelerden
birisi)
Şunu Lambda aktivist listesine göndermiştim(22.05.2000): Merhaba!
Aşağıdaki eleştirel yazım bayağı uzadı. Ancak Lambda'nın
genel yaklaşımı ilgili. (C.'ın önceki emailine yanıt, aileden
farklı olmamız gerektiğini düşünüyorum, basın açıkmaları ve
gizli (?) milliyetçilik de söz konusudur.)Böyle şeyler
toplantılarımzda, maalesef ancak yüzeysel konuşabiliriz.
Birbirimizi daha iyi anlaybilmek için arasıra uzun bir email
okumayı tahammül etmemiz gerektiğini düşünürüm. Eğer
kişisel eleştiri veya yetki söz konusuysa bir dereceye kadar
C.'a katılıyorum. Ancak siyasi bir görüşü beyan ederken
Lambda'nın dışarıya kapalı olan bir aile olarak durması çok da
yanlış bulurdum. Her ne kadar aile yok etme düşüncesini
benimsememişsem de (Bunu suvanan eşcinseller da var),
geleneksel aile yapısında bir sürü yanlışlıklar olduğunu
düşünüyorum. İster C.'ın aile anlayışında ister EL'in
Galatasaray gururu ister "biz Lambda onlar Kaos GL veya Gay
Ankara" diye ayrımcalığı, hepinizin altından biz onlar ayrımı
yapma eğilimi yatar. Sokakta Galatasaray'ın zaferi
kutlayan insanların sevinci altında, bir yandan kendileri
güçsüz hisseden insanların bir an için, kendilerini bir
takıma, hayali bir kollektivete'ye özdeşleştirerek güçlü
hissetme arzusu yatar. Öbür yandan birliktelik coşkusunu
yaşamak arzusu, bir an için, aralarında farklıları görmeyerek
birbirini sevebilmek. Ancak her ikisi aldanma. Ne bireyler, ne
gerçek bir topluluk herhangi bir şey kazanmış. Sevgi de
yalancı bir sevgi, çünkü farklılıklar devam eder ve çözüm
farklılıkları inkar etmek değil, kabul etmektir. Insanların,
doğal olan bu arzularından aynı biçimde faşizm de yaralanıyor.
Tabii ki, Galatasaray'ın zaferine sevinç (keşke EL en azından
gurur kelimesinden vazgeçseydi) faşizm sayılmaz, fakat görmek
istemezseniz de apacık milliyetçilk ve sahte bir coşkudur.
Eski Roma'lıların yoksul halkı razı etmek ve isyan önlemke
için bir yöntem vardı. Ekmek ve oyunlar("Pane ve circensis").
Bugünlerde ise ekmek yok oyunlar yeter! Tabii ki,
insanlar önce bulunduğu çevreye ve yere sahip çıkmak
zorundadır, başka biçimde olamaz. Bu bağlamda bir grup veya
bir aile önce kendi kendine sorumlu olmak zorunda. Ancak bu
kendimize öbür dünyaya kapatmak anlamına gelmemeli. Benim
ailem insanlıktır. Sorunlarımız küçük gruplar halinde çözmeye
çalışırsak bu teknik nedenlerden dolayı olur, ancak en azından
yakın çevremiz olabileceği kadar buna integre etmek
gerektiğini düşünüyorum. Bizi eleştiren eşcinsel dostları, giz
söylememiz gereken düşman olarak ilan edersek, sadece
Lambda'ya değil, bütün eşcinsel hareketine zarar vermiş
oluruz. Biz birbirimizi sevelim, ancak öbür insanları da
sevelim. Eleştirmeni ve düşmanı da ayırt edelim. Bir insanın,
şu anda bulunduğu noktada savunduğu fikirden, çok daha
sorumluluğuna, dürüstlüğüne, insan sevgisine ve eleştiriye
açık olmasına değer veriyorum. Fakat EL'e insan olarak çok
değer vermeme rağmen, şu anda EL'le fikir düzeyinde açık
meydanda kavga etmek içimden gelir, örneğin web sitemizde.
Çünkü böyle bir kavgada söylenen her insanı ilgilendirebilir.
Sorun haklı olmak olmamak değil, böylece fikir geliştirmek
önemlidir. Bütüm kişisel söylenen uyarılara rağmen, belki
de azınlık olan, ama Lambda içinde yer alan, toplumdan hoşgörü
istemekle yetinmeyen insanların yaklaşımı göz ardı eder, XXXX
vakıfı ve Lambda'yı bir tutuyormuş gibi basın açıkmalarını
yazar. EL yazmasın demiyorum, ancak benim gibi biraz da
isyankar ve gururlu olmayı tercih eden insanların duyguları ve
görüşleri de unutmasın. Beni yıldıramaz da, fakat Lambda'yı bu
kadar uysal olarak kamoyuna sunduğumuzda, ihtiyaç olan, gönlü
biraz daha yürekli bir mücadeleye hazır olan insanları soğutma
tehlikesini de oluştururuz. Ben başlangıçtan söylediğim gibi
bazı basın açıkmaların tarzından resmen utandım. Yine de
hoşgörülü olmaya çalıştım. Yeni Cumhurbaşkanına verdiğimiz
destek sakıncalı buldum, Galatasaray zafer ile iligili basın
açıkmalarımız ise tamamen yanlış. Ben açık eşcinselim, herkes
Lambdalı olduğumu da biliyor, siz ise çoğunlukla dışarıda,
Lambda'ya sahip çıkamıyorsunuz. Bu bağlamda benim bu konuda
hassasiyetim özel bir nedenim de var. Sevgiler
Heribert
|
Anlamamak
Pio tepkisini Lambda aktivist listesinde şu biçimde dile getirdi
09.06.2000:
Sevgili Heribert
Sürekli olarak bir güvensizlik ve tedirginlik hissediyorum.
Bunun sebepleri arasında Lamda toplantılarında kendini
yalnız hissetmen, 1i hariç hiç bir partiye gelmemen ve
değil gelmeyi organizasyonunda bile bulunmaman (fikrinin
bile söz konusu olmaması), cins dergisinin daha ilk
sayısında "bunu kendinizi tatmin için mi çıkarıyorsunuz"
demen, Günceli Takip gurubuna olur olmaz her şekilde
müdehale etmen, Ankaralı oluşumlara gereğinden (bence)
fazla ilgi göstermen -jestler yapmaya çalışman-, Ali'nin
Kaos ile ilgili açıklamalarını alel acele yetiştirmen, DVD
gösterileri ile ilgili gereksiz atıflarda bulunman ve C.ın
mailinde olduğu gibi bir şaka olarak söylenen "aa ne güzel
basının ilgi odağı olduk" espirisini, tabandaki insanların
kendini göstermeye çalışan bir davranışı olarak algılaman
bana bu hissi verdiriyor. Lütfen uzağımızda değilde
yanımızda dursan?
Pio
Buna yanıtım (11.06.2000) Merhaba Pio! Yazdığın
emailini okuyorum, okuyorum ve hala anlamış değilim. Dün gece
dört saatlık bir yanıt yazmıştım, elektrik kesilince hepsi
silindi. Belki bir daha düşünebilmek için iyi oldu. Sabah
beşte uykum kaçta, acaba ben öfkeleyip seni yanlış anlamış
olabilir miyim diye düşündüm. Gündüzleyin de hep aklıma geldi.
Ama her ne kadar kafamı yorsam da, her ne kadar eleştiri
yapanı, aksini kanıtladığı kadar iyi niyetli saymak
gerektiğini düşünsem de, bu emaili okuduktan sonra senin iyi
niyetinden ciddi, çok ciddi olarak şüphelenmeye
başladım. Sevgili Heribert diye başlıyorsun, sonra
güvensizlik hissetiğini söyliyorsun. Son cümlen ise "Lütfen
uzağımızda değilde yanımızda dursan?". Bunlarla yetinseydin
duygularını saygılarla karşılardım. Ancak giriş ve son
cümlesinde arasında yazılan, yanlış bilgiler, kopuk verilip
anlam kayma uğramış olan alıntılar veya kendi yorumu katarak
tamamen saptırdığın sözlerden ibarettir. Yanlış anlamalar her
zaman olabilir, ancak bunların hepsi beni kötülemek
doğrultusunda. Yani bilmen gereken somut bilgileri bile, kötü
bir izlem yaratmak için yanlış veriyorsun. Veya bu kadar kör
ve önyargılısın ki, her ne yapmışsam, her ne demişsem olumsuz
ve eksikli olarak algıladın. Ancak ikinci daha iyimser
varsayım doğru olsa da, bu kadar nefret nerden kaynakladığını
hiç anlamış değilim. Bazı konularda farklı düşünen, farklı
fikirleri veya yöntemlerini savunun insana hiç tahamülün yok
mu acaba? Senin yalnız olmamak ve biribirine yakın olma
anlayışın, farklı dünya görüşleri, tarzları veya zevklerine
izin vermez mi? İktidara ve hiyerarşik yapılara karşı
tereddütüm mü seni rahatsız eder? Seni anlamak şu anda
elimde değil, yazdığın yanlışlıkları düzelteyim: 1.
Verdiğin bilgiler hep doğru olsaydı bile, muhalefet olarak
gördüğün birisine, fikirlerini eleştirmek yerine bu biçimde
kişisel saldırarak susturmaya çalışmak hakkın olmazdı. 2.
Güvensizlik ve tedirginlik hissetiğini yazıyorsun. Bu
duyguları bana karşı sende mi, yoksa bende olduğunu
hissettiğini tam anlamadım da. Ancak emailin tümüne göre her
ikisi geçerli görünür. Sen böyle hissedersen buna saygılıyım.
Ancak bunu desteklemek için gerçekleri saptamak hakkın yoktur.
Şimdiye kadar herkesi, farklı görüşlerin farkında olmakla
birlikte iyi niyetli olarak kabul ettim. Ancak bu emailden
sonra sana güvenim kalmadı. 3. Ben XListe'de şunu
yazmıştım: "Her ne kadar, Lambdalı olmakla birlikte Lambda'ya
yönelik bazı eleştirilere ben de imza atmak istersem de, iyi
niyeti de sorumluluktan kurtulmasa da, Lambda faaliyetlerinin
yükü, azacık insan tarafından taşınması da göz ardı
edilmemeli. Bir çok insan canının istediği zaman gelir, belki
de fikir söyler, ancak çok az insan sabit ve sorumlu biçimde
takip ederek bir şeyler katmaya çalışır. Keşke daha çok, biraz
da radikal destek olsaydı. Bu listede fikirleri ve
yazdıklarını çok önemsediğim bir sürü insan var, ancak Lambda
toplantılarımzda kendimi yakın hissetiğim insanlar tarafından
tek başına bırakılmış hissediyorum." Sen bunu kendimi yalnız
hissetiğime indirgedin. Ben bizi eleştirenleri, yargılamak
yerine bize katılmaya çağırdım. Bahsettiğim yalnızlık
gelmeyenlere bir sitemdir. Kişisel ilişkiler ile ilgili değil,
fikirler ile ilgilidir. Bunun dışında Lambda'ya katılmamın baş
amacı arkadaş bulmak değildir, inandığım bir mücadeleye
katılarak hayatımı anlamlı kılmak amacımdır. 4.Lambda
Partileri hariç, ben bu yıl bir kere olsun da, hiç bir bara ve
diskoya gitmedim. Lambda Partilerinde ise sık sık
merhabalaştık. Tek bir partiye katıldığımı nasıl
söyleyebilirsin? Evet yetişmediğim partiler de var. Partiler
birinci önceliğim de değildir. Öğrencilerim için derslerimi
hazırlamak veya web sitemizi güncelleştirmek gibi işlerim daha
ön plana koymak bazen zorundaydım. Zaten çok kişi katılır, ben
arasıra gelmezsem ne zarar var ki, yoksa eğlence artık zorunlu
mu? Giris parası son parti hariç gelmediğimde de verdim.
Partilerde sohbet etmek müzikten dolayı neredyse olanaksız,
yoksa danışmanlık yapılabilirdi. Parti ili ilgili hiç bir
zaman fikir söylemediğimi yazıyorsun. Bu apacık yanlıştır.
Afiş ve tanıtma konusunda her zaman fikrimi söyledim. Drag
Queen tartıştığımızda aranızda uzlaştırmaya çalıştım. Fakat,
bence iyi niyetli olan E. de, farklı görüşü için kişisel olarak
saldırıldı. Bahar partisinde senin tercih ettiğin afişini
benim de seçtiğime sevindiğini hatırlıyorsun herhalde. Ancak
müzik ve show konusunda susmayı yeğledim. Show'dan pek
anlayamam, müzik zevkim üstelik çok farklı. Rock partisini
istersem acaba kim katılacak? Bunlarla beni suçlaman zaten çok
da anlamsız buluyorum. 5. Organisazyon alt grubunda
değilim. Söz hakkı olmak için buna katılmak gerektiğini henüz
bilmiyordum. Yoksa Lambda için yeterince uğraşmadığımı
söylemek istiyor musun? Grupta olmamakla birlikte ihtiyaç
olduğunda ister parti ister Güztanbul için benim katkılarım da
olmuştu. Ancak gücüm, enerjim, bazen de hevesim
sınırlıdır. 6. İster Kaos GL, ister GayAnkara ister Lambda
olsun, duyuru falan aldığımda elimde oldğu kadar çabuk
sitemize koymaya çalışıyorum. Cins dergisinin yeni sayılarının
hala sitemizde bulunmaması, benden kaynaklanmadığını en iyi
olarak sen biliyorsun. Öbür gruplarından bir istek geldiğinde,
tabii ki, toplantılara aktarmaya çalışıyorum. İşbirliği
bunlara karşı çalışmaktan da tercih ediyorum. "fazla ilgi
göstermen" ve "Ali'nin Kaos ile ilgili açıklamalarını alel
acele yetiştirmen" sözlerin ne ima ediyor? Koas GL grubu
hepimize açık olan bir dergi sunuyor. Hem fikir alışverişimiz
hem teorik bir zeminimizi oluşturmak için bir platformdur.
Buna destek vermeye çalışmamı neden aşağılıyorsun? Fikirleri
fazla radikal bulursan, bunu kişilere saldırmadan
anlatabilirsin. Ali Erol'u, BaharAnkara'da Deniz'in
söylediklerine biraz sert karşı çıktığı için eleştirdin. Ama o
sadece fikirleri eleştirdi, kişisel bir saldırı değildi. Evet
tarzı daha yumuşak olabilirdi. Fakat sen fikirleri eleştirmeyi
denemeden bile, direk kisiye saldırımayı seçiyorsun. İçerikli
argümanların acaba yok mu? Ben mücadelemiz için Lambda'dayım.
Öylese bu mücadeleye katılan insanlara kendimi yakın
hissediyorum (Azgari bir dürüstlük şartıyla!). Öbür gruplarla
olabileceği kadar işbirliği yapmaktan yanayım. Sanırım
birliktelik anlayışımz farkıldır. Farklılıklara da yer veren
eşit ve özgür insanların ortaklaşa hareket etmelerinden
bahsediyorum. 7. Benzer sebeplerden dolayı cins dergisini
çıkartmamıza şüpheli baktım. Kendi dergimizi çıkartmak yerine
var olan ve farklı fikirlere açık olan KAOS GL dergisine
katılmak daha güzel bulurdum. Bunu anlatmak için kapsamlı bir
eleştiri yazmıştım. Onun bir maddesinde psikolojik
motivasyonumuzu sorguladım. Sadece sordum. Bu soru değil iddia
olsaydı, soru olarak yazmazdım. Üstelik bültenin olumlu
yanları da görmeye çalışmıştım. Yani çok açık biçimde kafama
takılan soruları yazdım. Fikir savunmak amacıyla değil, ortak
bir doğruluk bulmak amacıyla. Sonuçta kendi bir dergi
çıkartmak başkasının dergisine katılmaktan daha zevkli
olabilir. Kötü bir şey değildir. Ancak farkına olmak gerekir
ve hepsini düşünerek sorumlu bir kararı vermek. Ortak bir
fikre ulaştık bile. Yani dergi olarak değil, büyük sayıda
dağıtılabilecek, KAOS GL degisini bir anlamda
tamamlayabileceği bir bülteni olarak çıkartmak. Her şey
hemen kabul etmemem, Lambda'yı takım gibi tutmak yerine onu
eşcinsel hareketinin tümünün içinde yer alması gereken bir
oluşumu olarak görmem bir suç mu? 8. C.'ın ünlü olmak
konusunda espri yaptığını ben de anladım. Ancak bu espri benim
bir kaygımı dile getirmek için vesile oldu. C. beni hemen
doğru anlarken sen söylediklerim altında hemem bir arka
niyetini gördüm. Bir şey yanlış bulduğumda bunu hep açık
söyledim. Lütfen yazdıklarımda söylemediğim anlamları
çıkartmaya çalışma! Şu ifade ne demek? "… espirisini,
tabandaki insanların kendini göstermeye çalışan bir davranışı
olarak algılaman" Ben kimse için böyle bir şey iddia
etmedim, sadece iyi niyetli coşkuya rağmen dikkatlı
davranmamız için uyardım. 9. DVD gösterilerin olması bence
güzel bir şey. Ancak seyretmeye daha yetişemedim, sinemaya da
daha gitmedim, yani Lamda ile alakalı değildir.
Toplantılarımzda hiç bir zaman bu konuda olumsuz bir şey
söylemedim. İki defa XListe listemizde dolaylı olarak bu
konuya değdim: Uzayın yapısıylı ilgili bir emailde şunu
yazmıştım: "Farkındayım, açtığın konuyu eşcinselliğe
ilişkilendirmek bir zor olacak. Ancak son zamanlarda,
seyretmediğim filmlerin tartışılmasından epeyce sıkılmıştım,
bir kere olsun da bana göre bir konu. Sonuçta yaşadığımız
dünyayı anlayabilmek, evrenin mantığı nasıl olduğunu, bence en
azından temel felsefe üretmek açısından oldukça önemli bir
konu." Bunu yanlış anlamak aslında mümkün değil. Başka bir
emailde şunu yazmıştım: "Not: Benzeri XListe listesi ve
öbür oluşumlar için geçerli diye bu emaili XListe listesine de
gönderiyorum. Maksat XListe listesini "Lambda"lılaştırmak
değil, tam aksine eşcinsel hareketi iligilendiren sorunlar
kapalı bir gruba mal etmek yerine "açık meydanda" tartışmak,
çünkü nerede eşcinsel varsa orada mücadelemiz de var. Bence
bunun gibi konular en azından DVD gösterileri kadar önemli
sayılmalı:-)" Bunları yanlış anlamış olabilirsin. Ancak
bunu böyle yazmamın sebebi farklıdır. Daha önce sitemizde "Din
ve Eşcinsellik" bölümü açmak konusunda XListe listesinden de
fikirler öğrenmeye çalışmıştım. C. bu bağlamda bazı XListe
üyeleri listede Lambda ile ilgili konuların rahatsız
olduklarını söyledi. Bilmem kaç tane email filmler konusunda
yazıldıktan sonra direk eşcinsel mücadelesi ile ilgili
emaillerden şikayet etmek pek anlamlı bulmadım. Bunu anlatmaya
çalışmıştım. Yanlış anlamış olabilirsin. 10. Günceli takip
alt grubuna mühadele. Evet mühadele ediyorum. Ancak
eleştirdiğimde her zaman basın açıklamaların içeriğini
eleştirdim. Kişisel saldırıda bulunmadım. Anlatmak için
oldukça uğraştım. Sadece fikirleri eleştirdim, üstelik Lambda
adına verilen fikir beyannameleri. Bazen destek de verdim.
EL'un dünya görüşüne katılmasam da, buna saygım var. Ancak
Lambda olarak yazdığında bunları içerik olarak tartışmaktan
daha doğal olan nedir? Sen ise fikirlerimi, anlatmaya
çalıştıklarımın içeriğini neredyse yok sayarak beni kişisel
saldırıyorsun. Sonuç: Sizden uzak olmam ne demek,
eğlence hayatı sizinle yeterince paylaşmamam mı hep aynı fikir
olmamamız mı? Kusura bakma, kendin gibi düşünmeyeni düşman
ilan edersen, yakın olmak için özgür düşünmekten vazgeçip
herşeye uyum sağlamak gerekirse benden olabileceği kadar uzak
dur! Eğer seni yanlış anlamışsam, gerçekten yanlış
anlamışsam, ki umarım böyledir, o zaman bunu bana anlatma
zahmetine katıl. Belki de daha önce listelerimize yazdıklarımı
yazdığım gibi, yazdıklarımın arasında farklı bir şey aramadım
bir daha dikkatli oku, o zaman kime yakın, kimden uzak
olduğumu inşallah anlayacaksın.
Heribert |
Sonra her nedense çok az insanın katıldığı bir toplantıda,
aslında nihayet bu basın açıklamaları tartışmak istediğimde kendimi
savunmak zorunda kaldım. Sosyaldemokrat kelimesi mecazi kullanarak
yanlış bir geneleme yapmış olabildiğimi kabul ettim. Bunun
dışında yukarıda geçen sitemlerden pek farklı olan bir şeyler
konuşulmadı. Kabul ettiğim bir hatam daha, Lambda içinde herkesin
bildiğini sanarak basın açıklama yapan arkadaşının iş yerinden
bahsetmiş olmam. Email ortamında mimik olmadığından dolayı yanlış
anlamalar daha kolay olabildiğini de kabul ettik. Aslında çok somut
bir şeyler üzerine anlaşmamıza rağmen, bir uzlaşmaya varmışız
gibisinden bir hava vardı. Beş kişiydik. İki kişi bana karşı, birisi
daha yumuşak, birisi tarafsız olmaya çalıştı. Henüz alışamadığım bir
durum olduğundan dolayı, kendi pozisyonumu yeterince savunmakta
güçlük çektim. Zaten sanki Lambda'da böyle ayrıntılara pek kimse
önem vermemiş gibi. Yeter ki, fazla sorgulanmadan aktivite
olsun. Hala anlamadım bir şey daha, eğer benim yazdığım bir email
yanlış bulunursa, neden hemen düzeltici bir yanıt yazmak yerine,
haftalar sonra bu kötü niyet belirtisi olarak kullanılır. Email
listelerin bir avantajı, böyle bir düzeltmenin oldukça kolay olması.
Sonra kısa bir dönem için gerginlik biraz azaldı. Basın
açıklamaklarımız da, her ne kadar hiç bir eleştiriye haklılık
payı tanınmamışsa da, en azından dil olarak biraz daha iyi
oldular. Ancak çok sürmedi "uyum", bir gün emaillere
baktığımda eşcinsel tartışma email listesinden üç kişinin atıldığını
öğrendim.
devamı sonra
Eskiden aramızda örneğin travestilere biraz tereddütlü bakan
arkadaşlarımız vardı. bu konuda gelişmeler oldukça olumlu ve ümit
verici. Lezbiyenlerin, sayısı henüz yetersiz olmakla birlikte artan
katılımı da olumluluklar arasındadır.
|