Özel bir Sözcük: Aşk
Aşk sözcüğün, örneğin Almanca'da bir karşılığının olmadığını biliyor muydunuz?
"Verliebtheit" [fer-libt-hayt] olarak çevirilebilir, fakat bu sözcük aşkı sadece (geçici varsıyılan) derin turku olarak ima eder. "Liebe" [li-be] de diyebilirsiniz, yani sevgi. İnsan sevgisi, bir annenin sevgisi, sevgililer arasındaki sevgi de sözkonusudur. "Aşk" ve "aşık" sözcükleri bir yandan ateşli sevginin ifadesi olurken öbür yandan sevgililer arasındaki ilişkilere bağlı kalmayıp büsbütünle bir hayat bakışı, bir duruşu, içtenlikliliği de ifade eder. Mevlana'nın eserlerinde belki en derin ifadesini bulan, ama bunlarla sınırlı kalmayan bu aşk, buradaki kültürlerin vazgeçilmez ruhudur. Var olan bütün haksızlıklara, egemen yobazlığına ve zorluklara rağmen hayatın direniş noktası olan, insanlara hayat veren, bu aşktır.
Aşk kolay tarif edilemez, kural ve yasarlar onu sağlayamaz. Aklının biçimselliği onu yakalamayacağı gibi, arabesk duygusallık da ona oldukça yabancıdır. Ancak içtenlikli olduğumuzda onu yakalayabiliriz.
Nasrettin Hoca'nın şu fıkrası vardı. Evinde kaybettiği anahtarı sokakta arıyor. Evinin içinde kaybolan anahtarı neden dışarıda aradığını merak eden karısına şu yanıtı veriyor: "İçeride karanlık var, dışarıda aydınlık."
Ya biz, anahtarı nerede ararız?
İbnistan ibnesi (Heribert Mürmann) Aralık 2002 |