|
||||||||||||||
Kaos, Kırılcalar ve Bizi İbne Yapan Kelebek- Belirsizlik ilkesi insan için de geçerli! - |
||||||||||||||
Bir Kırılca: Mandelbrot KümesiEğer dinlenme sayfasını bu bölümden önce keşfetmişseniz
(Girişi bir alt bölümde.) aşağıdaki görüntüyü bilirseniz. Yine de bir daha denemek isteyebilirsiniz. (Görüntüyü oluşturmak için İnternette yaygın olan Java yazılımı gerek. Eğer bilgisayarınızda henüz yoksa lütfen buradan indirin!)
Mandelbrot Kümesi'ni hesaplayan scripti kullanmaya izin
veren Eckhard Roessel'e teşekkür
ederim. |
||||||||||||||
Mandelbrot Kümesi denilen bu kırılcada teorik olarak bir alanı seçip büyütmeyi sonsuza kadar tekrararlanabilirsiniz. Her seferinde önceki görüntüye benzeyen fakat eşit olmayan ve öngörülemeyecek yeni bir görüntü ortaya çıkacak. Bu sıfata sayıp olan bir şeye kırılca (fractal) denilir. Örneğin bir ağaça bakarsak ağacın yapısına benzeyen bir yapı dallarda, yapraklar da görebileriz. Ancak matematiksel kırılcalar sonsuz olmakla birlikte, doğada kırılca tarzında yapılar hep sonlu. Diyelim ağacın atomları ağaca pek benzemeyecekler. Hücreleri bile farklı. Newton, nesnelerin hareketlerini belirten yasaları tutarlı matematiksel denklemlerde açıkladıktan sonra yeter ki, bütün veriler ve bunları hesaplaybilen bir zeka olsun, dünyada her şeyin hesaplanabileği inancı yayılmış. Fakat dünyayı, çok büyük ve çok karışık ama ilkesel olarak tam hesaplanabilir ve deterministik (= Belli verilerle tarif edilen bir durumun kesinlikle belli bir sonuç getirmesi.) bir makineye benzeten mekanik dünya görüşü 20 yüzyılında üç büyük darbe yedi. 1. Einstein'in Görelilik Kuramı. Aslında Albert Einstein kendisi de evrende raslantıya yer olmadığını savunuyordu. Bu açıdan görelilik kuramını bu bağlamda darbe olarak görmek benim kişisel yorumumdur. Ancak her ne kadar Einstein raslantıya yer vermeyen matematiksel formülerle hareket etmişse de sadece zamanın ve mekanın göreliliği değil, enerji-kütle eşdeğerliğini, kütle dört boyutlu mekan-zaman yapısınn etrafında büktüğünü ve zamanın maddeye bağlı olduğunu anlamasıyla daha geniş bir dünya görüşü için oldukça büyük adımlar atmış sayılır. Böyle geniş düşünmek her zaman toplumdaki etkin dinamiklerle uyuşmaması ayrı bir sorundur. 2. Kuantum Mekaniği'nde ise özellikle Heisenber'in Belirsizlik İlkesi : Sadece teknik olarak değil, ilkesel olarak kuantum (atomları oluşturun her-ne-ise-şeyler) düzeyinde indiğimizde bir kuantumun hem hızı hem buluduğu yeri birlikte tespit edilemez. Belirsizlik İlkesi bu durumu tarif eder. Bazen parçacık gibi bazen dalga gibi davranan kuantumların hareketleri için tek bir gerçekten değil, olasılıkların kümesinden bahsedilir. Bir(!) kuantum aynı anda iki(!) delikten geçmeyi becerir. 3. Kaos Kuramı. Hava durumu daha iyi öngörebilmek için E. N. Lorenz adlı bilimci 1960 bilgisayarla bir model oluşturmaya çalışıyordu. Sonuçta gaz veya suyun hareketleri belirleyen formüller bilinir. Verileri bulup hesaplayabilmek tek sorunmuş gibi görünmüştü. Bilgisayarda, gerçek hava küresinden daha sade bir hava küresi modeli oluşturmuş. Bu modelle deney yaparak hava durumu daha iyi heasplayabileceğini umut etmiş. Ancak deneylerden tam aksi bir sonuç ortaya çıkmış: Havadaki hareketler hesaplamak için doğrusal olmayan denklemler gerekir. Üstelik içiçi olduğu zaman küçük bir farklılık bambaşka sonuçlara sebep olabilir. Hava örneğinde, Brezilya ormanlarında kanat çırpan bir kelebek Teksas'ta fırtınaya neden olabilirmiş. Bu demek bir kuantumun rassal durumu neye sebep olacağı asla bilemeyeceğiz. (Burada metafizik spekülasyonlar için bir kapı açılır.) Bu duruma KAOS denilir. Ancak bu Kaos her ne kadar tam hesaplanmaya izin vermese de, tamamen keyfi de değil. Örneğin İstanbul'da önümüzdeki yıl 8 Temmuzda hava eksi 10º soğuk olmayacağı tahmin edebileriz, ancak 25º mi 30º mi 35º mi olacak kesin olarak söylemek mümkün değildir. Yalnız veri eksikliği yüzünden değil, ilkesel olarak. Bunun gibi durumları bilgisayar aracığıyla görüntülediğimiz zaman yukarıdaki kırılca tarzından görüntüler ortaya çıkıyor. Yani bir çeşit düzenli düzensizlik. Ne, ne zaman nerede olacağı önceden bilinmez, ancak ortaya çıkan durum keyfi de sayılmaz. Kaos Kuramı anlatan bir Alman web sitesinde (www.chaos-theorie.de/)şu sözü buldum: "Kaos düzene karşılaştığında, genelde kaos galip olur, çünkü düzenden daha iyi örgütlenmiştir." Her şeyi denetleyip kurallara sokmak isteyen için bu belki bir kabus,
ancak özgürlük seven için umut vericidir. Burada sadece yüzeysel ve özet
olarak bahsettiğim Kaos Kuramı'nı güzel biçimde anlatan bir yazı bir kaç
sene önce "Hayalet Gemi" adlı dergide okumuştum. Merak eden için henüz
İnternet'te bulunmayan bu yazıyı buraya aktardım. Okudunuz mu? Yani biz hava durumu bile tam tahmin edemezken, bir insan kişiliği bir, iki
nedene bağlayarak açıklamak ne kadar gerçekçi olabilir ki? İster insan ister toplum olsun, bunlar
hava durumundan daha da karışık değil mi? Matematiksel olarak insanların hareketleri tahmin etmeye kalkarsak, bırak doğrusal denklem, denklemi bulmakta zorlanıyoruz. Kuantumlar
gibiyiz. Davranışlarımız ancak bir olasılıklar kümesi olarak tahmin edilebilir. Yapmadığımız ama yapmayı düşündüğümüz, veya öngürdüğümüz olasılıklar da davranışlarımızı etkiler. Kuantumlarda
olduğu gibi olasılıklar, sadece sonuç tahminleri değil kendi başına etkendir. (Kuantumlarun acaba hür iradesi var mı? Yoksa, bizimikisi var mı?) Bazen bireyiz, bazen toplumun
herhangi bir parçacığız. Hem sevmeye hem sevmemeye bir anda becereriz. Birisi hareketlerimi öngörebileceğini
sanırsa, zar atarak bir karar verirsem, bunun sonucunu nasıl hesaplayacak, ki? Zar atmaya da gerek yok, çünkü beyinimizde kuantumlar
da etkili oldukları için zaten devamlı zar atılmaktan bahsedebiliriz. Elbette insanın davranışları genellikle belli bir çerçevrenin içinde kalır, ancak senin dün
arkadaşına bağışladığın gülüşün unutulacak mı, iyi bir anı olarak mı kalacak, bir gün önemli bir karak
vermek için ona moral vermiş mi olacak, önceden bilmek mümkün değildir. Heribert Mürmann
İsterseniz bu konuda fikirlerinizi İbnistan Forum'da dile
getirebilirsiniz Aşağıda sol sütunda eşcinsellik ile ilgili yazılar, sag sütunda dünyanın ve evrenin mantığıyla ilgili yazılar. Yazılara ulaşmak için ilgili linklere tıklayın. Bazı konularda (henüz?) başka sitelere link vermekle yetindim. Siteye sığmayacak kadar eksik de sayılır. Ancak bir yerden başlamak gerekir! |
||||||||||||||
|